• making a murderer isimli belgesel ile hayatima giren ve kendimi hayatta en caresiz hissettigim anlari yasamama sebep olan sahis.

    change.org petition
  • mevcut deliller ışığında masum olduğu halde hapsedildiği anlaşılan mazlum abd vatandaşı.
    bir imza da ben attım yapılan kampanyaya.
  • making a murdererı izleyince herkes gibi vay aq moduna girip steven averyi nasıl yakmışlar diye alayına sövüyordum ki biraz araştırınca olayın hiçte öyle olmadığını gördüm.

    özetle belgesel yapımcılarının da steven avery gibi olduğu sonucuna vardım.

    belgeselde hiç bahsedilmeyen kanıtları incelediğinizde olayın hiçte belgeselde anlatıldığı gibi olmadığını görüyorsunuz. belgeselde kasıtlı olarak sadece bir kısmı verilen şu iki kayıt tapesini okumanız bile yeterli:

    transcript - may 13, 2006 dassey to mother

    transcript of may 12, 2006 meeting between michael o'kelly and brendan dassey

    kurşunun çıktığı silah, kelepçeler vs diğer kanıtlara girmiyorum bile. detayını merak eden burdan inceleyebilir:

    evidence 'making a murderer' didn't present in steven avery's murder case
  • birlesik krallik'taki uzmanlara sormuslar. onlar da steven avery ve brandon dassy'inin suclu olup olmadigi ve polisin bir duzmece kurup kurmadigi konusunda asagidaki haberde farkli cevaplar veriyorlar.

    http://www.mirror.co.uk/…-killer-guilty-not-7309158

    mesela micahel o'kelly ve brendan dassy arasindaki su yukarindaki entride verilen konusma dokumu konusunda supheler var. bu konusmadan sonra brandon yetkili mercilerle gorusturuluyor ama o sirada yine avukat yok. normalde bu avukatin davadan el cektirilmesi gerekir deniyor.

    ""that his lawyers, who supposedly acted in his best interests, persuaded him to make a detailed "confession", that they then handed over to the police and allowed him again to be interviewed without his lawyer being present, frankly beggars belief. any defence lawyer acting in that way in this jurisdiction would be struck off."
  • steven avery suçlu veya suçlu olmasa da diziden ve okuduğum herşeyden çıkarttığım sonuç; amerikanın adalet sistemi korkunç derecede yozlamış durumda. bizde adaletten söz edemeyiz bu ülkede ama abd den bahsediyoruz burada değil mi? bu kadar insanın gözüne gözüne sokularak yapılması da amerikanın ne kadar iq oranı düşük bir ülke olduğunu da gözler önüne seriyor.

    en önemlisi bence bu davada brandon'ın sorgulanma şekli. çocuğun ailesinden izin alınmadan ve ailesinin yanında olmadan ifade alınmasından tutun, ifade alınırken dedektiflerin çocuğun ağzına lafları resmen tıktığını videoda görüyorsunuz. çocuğun zekası zaten düşük her halinden belli, orada ne olduğunu ve bunları söylemesinin sonuçlarını bile bilmiyor. zekası ortalama veya ortalamadan yüksek olan insanlar bile anıları başka kişilerden gelen bilgiler doğrultusunda yanıltılabilir ve burada iq su normalden düşük bir çocuktan bahsediyoruz, videoda zaten çok açık bir biçimde görülüyor adamlar ona soru soruyorlar çocuk ne diyeceğini bilemiyor tahmin yürütüyor. bunların hepsinin kabul olmasının saçmalığını geçtim çocuğun kendi avukatları, yani onu savunması gereken insanlar bile, onun aleyhine olan bu ifadeyi yazdırıp polise teslim ediyor sonra bir de avukat yanında olmadan polis bunu sorguya çekiyor? abi kusura bakmayın belki ben yanlış biliyorum avukat değilim ama bu nasıl bir saçmalıktır? hayır bir de sonra bu ifadeleri geçersiz kılmayan hakimin aklından ne geçiyordu onu düşünüyorum.

    ikinci mesele, bu olayların zamanlaması. önceki olayla ilgili olan bütün insanların yeminli ifadesi alınmaya başlandıktan 2 hafta sonra bu olay oluyor. sonra bir şekilde kadının aracı hurdalıkta bulunuyor ve şerifin departmanı izni olmamasına rağmen eve girip rahat rahat içeride dolaşıp video çekip averyle ta..ak geçiyor. he bir de evin içerisinde 3. aramada mı ne bulunuyor ortalıkta duran anahtarlar. şimdi gerçekten bu konuyla ilgili gerçekten çok uzun uzadıya deliller olduğunu biliyorum ve bazılarının yerleştirilmiş olması cidden biraz fazlaca saçma ama bazıları, işte arabaki kan ve evdeki dna bulunduran anahtar falan. dizide bir adam hatırlayamıyorum şu anda kimdi 'gerçekten polis memurları elinde steven avery'in kanı ve teri bulunan bir şişe mi taşıyacaklar yani? bu biraz saçma' diyor. ama zaten sıkıntı da orada eğer ben bir kanıt yerleştirecek olsam birini suçlamak için o kanıttan şüphe edilmemesi için elimden geleni yaparım değil mi? ama yine de avery o kadını öldürmüş olsa neden o arabayı kendi hurdalığında saklamaya çalışır gibi yapıp gerçekten saklamayarak bıraksın? bana gerçekten mantıklı gelmiyor. adamların cidden zamanlaması çok manasız geliyor. steven avery ciddi bir dava ve yüklü miktarda bir tazminat kazanmak üzereydi, neden gidip tam bunların arifesinde birini öldürsün?

    tabi bunlara karşılık başka bir çok avery'e karşı kanıt olduğunu biliyorum, kadını sürekli arayıp onu çağırması arabanın kaputunda bulunan parmak izi vs ama yine de burada tam oturmayan bir şeyler var ve polisin ve mahkemenin bu kanıtlara dayanarak 16 yaşında zekası düşük bir çocuğu ve avery'i mahkum etmesi cidden amerikan hukuk sisteminin ne kadar rezalet olduğunu gözler önüne seriyor. cidden biraz kendilerinden utanmaları lazım.
  • making a murderer'ı izledikten sonra suçsuz olduğuna kanaat getirdiğim sarışın şişman amerikalı vatandaş.

    bir kere teresa halbach'ı öldürmüş olsa kadının arabasını neden kendi arazisine park etsin. cesedini niye kendi arazisinde yaksın.

    18 yıl haksız yere hapiste yatan adam tekrar içeriye girmeyi göze alabilir mi? alsa bile bu kadar ihtiyatsız davranır mı?

    brendan dassey'nin sorgulanış şekli normal mi?

    cinayetin işlendiğinin iddia edildiği odada nasıl tek damla kana rastlanmaz.

    bilemiyorum altan bilemiyorum. o.j. simpson'ı suçlarken hiç zorlanmamıştım halbuki.
  • kuvvetle muhtemel bu steven kişisi suçlu olabilir (böyle düşününce sergilediği hal ve hareketlere de bakınca ölümüne soğukkanlı bir herif diyeceğim.).
    bence, steven avery (ihtimal ki) cinayetten sonra kalıntıları tertemiz etmiş, geriye hiç bir iz bırakmamış olmalı. avery'nin evinde yapılan 3-4 günlük araştırma esnasında bölge emniyet teşkilatı mensupları (ki avery sülalesine acaip ifritler) yeterli delil bulamayınca işi şansa bırakmak istemediler ve delil yerleştirdiler. bunu da steven'ın yıllar öncesi davasındaki delillerden yararlanarak yaptılar. mesela ona ait kanı alıp maktulün arabasına sürdüler veya arabanın anahtarını alıp adamın yatak odasında köşeye attılar. işte, olayın asıl ilginç kısmı budur bence. yani emniyetin bir suçlamayı pekiştirmek için akıllarınca güya iyi bir amaç için yoz eylemlere girişmesi...

    biliyorsunuz masumiyet karinesi diye bir şey var. kişi, suçu ispatlanana kadar masum sayılmalıdır. ancak bu polis abiler eski husumetlerinin etkisiyle steven'ın suçlu olduklarına iman etmiş bir haldeydiler. bir an bile onun suçsuz olduğunu düşünmediler. "avery değil mi, en iyisinin a.k." zihniyeti... şöyle bir düşününce; masum bir adamı yakmak gibi bir çaba yok. ama adalet temin edilirken tüm asayiş elemanları asla duygusal çıkarımları üzerinden hareket etmemelidirler. bence netflix dizisinin bize sunduğu en dikkate değer konu bu olmalı.

    amerikan adalet işleyişinde anlayamadığım 2 önemli husus var;

    1- itiraf :
    kanıtlar neyi gösterirse göstersin yahut yetersiz hatta hiç olmasa bile kişinin itirafının tek gerekçe olarak sayılabilmesi

    1994 yılında işlenen aynı aileye mensup üç kişinin cinayetinde tüm gözler ailenin tek sağ kalan bireyi atıf rafay ve arkadaşı sebastian burns üzerine çevrilmişti (anne, baba ve kız kardeşi öldürülmüştü). ortada onu cinayetle ilişkilendirecek tek bir delil olmamasına rağmen arkadaşı sebastian'ın bir mafia mensubuna sırf hava atmak için cinayeti işlediğini söylemesi üzerine tutuklandılar ve halen de yatıyorlar. üstelik bu iki arkadaşın cinayet esnasında bir sinemada lion king animesini izledikleri de doğrulanmıştı. yani bu adamları tam cinayet esnasında tvde canlı canlı izliyor olsak da, itiraf gene bunun önüne geçebiliyor diye düşüneceğiz neredeyse.

    bu itirafla ilgili bir diğer önemli husus da, bu çocukların ağzından laf almak için mr. big adında düzmece bir yöntemin kullanılması. kendini mafia mensubu gibi gösteren adamlar her gün bunların yanına gelip "bugün şunu kestim, bunu soydum" ve hatta "dün birini vurdum öldürdüm" gibisinden kendilerini ağır suçlu gibi lanse edip çocuklarla bağ kurmuşlar. üstelik de bu eylemleri neticesinde büyük paralarla oynadıkları ve o an içinde bulundukları villa gibi özendirici etkenlerle bu çocuklarda gruba dahil olma isteği uyandırıp onların ergence bir hamleyle, yarım yamalak ve tutarsız cinayet senaryosu uydurmalarına sebep olmuşlardır. the confession tape adlı netflix yapımının ilk 2 bölümünde bu konuşmaları aynen görebilirsiniz. tabi çocuklar tutuklandıktan sonra epey bi uğraşarak aksini söyleseler de, itiraf için kullanılan yöntem çok tartışmalı olsa da, hiç bir delil onları suçlu göstermese de ve adamlar cinayet anında olay mahalinin uzağında olduklarını görgü şahitleriyle delillendirseler de o itiraf hayatlarının mahvolmasına yetmiştir.

    şahsi kanaatim bir kişi hayatından vazgeçtiği anda en yakın savcıya gidip hiç bir alakası olmadığı herhangi bir suçu üstlenici bir itirafta bulunursa, amerikan hapishaneleri ona rahatlıkla kucak açacaktır. demek istediğim çarpıklığın özeti budur.

    2- jüri:
    tüm o hukuk ilkeleri, adli tıp, teknoloji, hukuki yorumlama, hukuk felsefesi, tutarsızlıklar, ifadeler, yalan makineleri vs. bir uzman bakışı açısından neyi işaret ederse etsin sanık ile ilgili kararın jüri adı altında kimisi bakkal, kimisi doktor 12 adet dallamanın kafasında uyanan kanaate bakıyor olması... hele ki "adı çıkmış dokuza inmez sekize" bir sülalenin yanı başında yaşayan ve bölgenin diğer kalanı gibi onlardan tiksinen kişilerden oluşmuşsa.

    kaliteme yakışır eleştiri:
    sosyal psikolojide bir kuram vardır; öncelik etkisi `(bkz: oncelik etkisi)` yani "senin ne bok olduğunu zaten biliyoruz benjamin, bu hayvanlığı sen yaparsın" mantığı. avery davasında da aynı psikolojik etkiyle (amerikanyada pek bir sevilen) polis-asker-itfaiyeci grubuna delil yerleştirme gibi bir suçu isnat etmek jüriyi sanık avukatları aleyhinde çok etkilemiş belki de kızdırmıştır bile.

    avam eleştiri:
    ulan jüri kim arkadaş, kim? benim 40 sene hapis yatıp yatmamamı köşedeki şengül kasabı mı değerlendirecek. sokarım toplum vicdanına. vicdanına güvendiğin o topluluk, tv karşısında sabahtan akşama kadar manipüle edile edile öz düşüncesini kaybetmiş insan sürüleri değil mi? niye eğitiyoruz ulan bu avukatları hakimleri? o kadar ilim-bilim adamı dna, balistik bilmem ne raporlayıp mahkemeye sunduktan sonra şengül kasabının ağzına bakmak için mi?

    haliyle avukatların işi jüriyi kafalamak için laf ebeliği yapmak olmuştur. mesele jüriyi kazanmaktır. ee diyeceksiniz, ne oldu gerçeğe ulaşma, adaleti sağlama...? derbi maçı mı lan bu. işte böylelikle masum olduğu halde bir adamı kodese yollamak, yani maçı kazanmak hukuki bir başarı sayılabiliyor bir bakıma.

    yani bunlar allahtan hep amerika... yoksa bizdeki hukuk sistemi fişek gibi çalışıyor.
  • adam yaralama ve tecavüz suçlamasıyla 16 yıl hapiste yatmış ve dna testleriyle suçsuz olduğunun kanıtlanmasıyla hapisten çıkmıştır. bu olayın, üzerine kalması ise kasaba şerifinin eşi olan halasıyla aralarında geçen husumettir.
    16 yıl sonunda hapisten çıkmasıyla kasaba şerifliğine her fırsatta saldırmış ve hatalı olduklarını yüzlerine vurmuş, hatta bununla yetinmeyip 30 milyon dolarlık bir tazminat davası başlatmış.

    işler de bu noktadan sonra kontrolden çıkmış; sanıyorum hapisten çıktıktan 1 yada 2 sene sonra, bir dergide fotoğrafçı olan teresa halbach'ın ortadan kaybolması ve son görüldüğü mekanın steven avery ve ailesine ait araba mezarlığı olması buna bir zemin hazırlamış.
    halbach'ın yakılmış cesedi bu araba mezarlığında bulunuyor ve araba anahtarları da avery'nin odasından çıkıyor. tabii bu noktada tüm oklar yeniden avery'e yöneliyor ve birinci dereceden cinayet ile tekrar yargılanmaya başlıyor.

    seksenlerin sonunda, genç bir çocukken, başlayan bu yargılanma ve hapis macerası günümüzde bile devam etmektedir. steven avery birinci dereceden adam öldürme suçuyla 2005 yılından bu yana hapiste yatmakta ancak suçunu da kabul etmemektedir. arazisinde bulunan ceset ve diğer tüm delillerin kasaba şerifliğince oraya yerleştirildiğini ve kendisinin bir suçu olmadığını savunmaktadır.

    bir bakıma da haklıdır, çünkü hayatının 16 senesini bu hata yüzünden hapiste geçirmiş birinin çıktıktan hemen sonra böyle bariz bir cinayet işlemesi fazlasıyla saçma geliyor. gerçek olsun ya da olmasın, bu adamın hayatı soruşturmalarda, ceza evlerinde ve mahkemelerde geçmiştir. şimdilerde yaşını iyice almış yaşlı bir adama dönmüşken, artık hayatını geri alacak bir güç yoktur. ancak bunca senenin ardından, bir şekilde kasaba şerifliğinin ve yargıçların hatası olduğu ortaya çıkarsa o adelet sistemini başlarına yıkarlar. ki zaten bu yüzden de olay kasaban çıkmış ve federal düzene kadar ulaşmıştır.
  • açıkçası, kurgu böyle bir şey dedirten netflix dizisinin (bkz: making a murderer) baş kahramanı ve tam bir (bkz: hillbilly).

    --- spoiler ---

    kathleen bacının işi rast gidecek mi? işte onu, olursa 3. sezonda göreceğiz.
    --- spoiler ---
  • tecavüzcü katil. gerçek bir psikopat.

    şu dizi ve yarattığı akım insanlık adına gerçek bir utanç kaynağı.

    steven avery'nin kesinleşmiş vukuatlarından birkaçı:

    -benzin dökerek kedisini yakmak
    -17 yaşındaki yeğenine tecavüz etmek, diğer yeğenini taciz etmek
    -kadın kuzeninin kullandığı arabayı hareket halinde direksiyonu kırmak suretiyle yoldan çıkarmak ve akabinde silah çekerek kovalamak
    -hapisanedeyken ailesindeki kadınlara ölüm tehditleri içeren mektuplar göndermek
    -teresa halbech'i öldürmeden önce taciz ediyor olmak
    -teresa halbech'i öldürdüğü gün, öldürmeden önce 2 kere gizli numaradan, öldürdükten sonra da açık numaradan aramış olmak

    daha da dünya kadar şey var. özellikle kadınlara karşı müthiş bir şiddet ve cinsel suç işleme geçmişi var.

    örneğin making a murderer 1. sezonunda hakim bu adama o mahkeme salonuna girmiş olan en tehlikeli insan diyor. dizi sanki durduk yere böyle bir şey söylenmiş gibi yansıtıyor, halbuki bunu herifin geçmiş suçlarını okuduktan sonra diyor.

    bütün savunma tesadüfi, konuyla alakasız, saçma sapan algı yaratmak üzerinden oluşuyor. mesela 2. sezon 1. bölümde yaklaşık 5 dakika boyunca avery'nin kanının neden arabanın kapısının kolunda olmadığını sorguladılar. biri de çıkıp demiyor ki "sürücü kapısını kanamayan sol eliyle açmış olmasın?".

    arabanın kaputunun altından adamın teri çıkıyor, dnası var. avukat diyor ki "o dna'nın terden olduğunu kanıtlamak için hiçbir test yok". halbuki başka hiçbir şey olamaz zaten. o yüzden ter diyor adamlar. mesele orada dna var mı yok mu? var. fakat bununla ilgili yorum yapmıyor herifler. konuyu dağıtıyorlar. ciddi anlamda da başarılılar.

    bu steven avery'nin hakkındaki polis raporu:

    http://www.stevenaverycase.org/…tigative-report.pdf

    bu kanıtlarla ilgili yapılan haber:

    https://www.youtube.com/watch?v=0-aik73u_-g
    https://www.youtube.com/watch?v=xwl05yw4f8a

    bu making a murderer'ın her bölümünde yapılan saçmalıklara karşılık veren bir radyo programı:

    https://www.iheart.com/…utting-a-murderer-27424970/

    bu da aşağı yukarı bütün gerçekleri bulabileceğiniz subreddit:

    https://www.reddit.com/r/stevenaveryisguilty/
hesabın var mı? giriş yap